Bu Blogda Ara

31 Ocak 2013 Perşembe

FOTOĞRAF SUNTURAS ŞELALESİ (Yaylası Kış) MERSİN

Sunturas Şelalesi   

Sunturas, tarihte "Santa İras" olarak anılmaktadır. Sunturas yaylasının günümüzdeki adı ise, "Çağlarca"dır. Bu ad sonradan verilmiştir.
Yaylanın adı Hz. İsa’nın havarilerinden Tarsus’lu Sen Pol ün (Saint Paul) yetiştirdiği Hıristiyan azizlerinden Sen Toros tan (St. Touros veya Tarasis) gelmektedir. Günümüze kadar Sunturas olarak değişmiştir.
Alahan manastırındaki bir lahtin üzerinde yazıldığına göre mezarda yatan Tarasis isimli bir zat'tır. Tarasis isminin değişime uğramış şekli de zaten Toros ismidir.


 Anlaşıldığı kadarıyla Tarasis isimli zat bölgede aziz olarak çok sevilen ve tanınan biri olduğu sanılmaktadır.    Bu kısa değerlendirme İnternetten alınmıştır.Bu yörenin adına ve tarihçesine dair çok sağlıklı bilgiye ulaşılamamıştır.    






                                                                                  











                                                   Fotoğraflar:Nedim Kibar                                                                                                                                                     

FOTOĞRAF AYVALIK - BALIKESİR



Ayvalık (Osmanlıca:آيوالق, Antik Yunanca: Κυδωνίαι, Çağdaş Yunanca: Αϊβαλί, Ayvali ya da Κυδωνίες, Kidoniyes) Türkiye Cumhuriyeti'nin Marmara Bölgesi'nde bulunan Balıkesir ili'nin Ege Bölgesi'nde kalan bir ilçesi. Balıkesir ili'nin en batısında, Ege Denizi kıyısında bulunan ilçe, Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biridir. Ayvalık kış mevsimlerinde büyük bir kasaba nüfusuna sahip olmakla birlikte, yaz mevsimlerinde turizmin de etkisiyle nüfus bazı küçük illerin nüfusunu aşar. Tarihte çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan ilçe, çeşitli açılardan Türkiye'nin önemli ilçelerinden biridir.

Kökenbilim

Ayvalık, Antik Çağ'da bir tür yabani ayva anlamına gelen Kidonia olarak anılıyordu. Bölgeye ilk yerleşenlerinin Midilli'nin Kydona köyünden ya da Girit'in Kydonies bölgesinden gelmiş olabilecekleri düşünülmektedir. İsim konusunda bazı görüşler de Ayvalık'ın Aioliki'nin (Eolya'nın) bozulmuş şekli olduğudur. Ayvalık anlamına gelen Kydonie ismi ise, MÖ 330'dan beri süregelmektedir.

Tarihçe

Eski Çağlarda Ayvalık

Antikçağ'da, Ayvalık Adaları'na Hekatonisa ismi veriliyordu. Bu isim, adaların en büyüğü Nesos (Moshonisi, Cunda veya Alibey Adası) aynı isimle söylenen Nesos ya da Nasos antik kentinin baş tanrısı olan Hekatos olarak da anılan Apollon'dan gelmekteydi. Apollon Adaları'nda Nesos dışında Chalkis, Pordoselene ve Kydonia antik yerleşmeleri vardı. Antik kaynaklar Chalkis, Pordoselene ve Nasos'tan çok söz etmelerine karşılık, Kydonia hakkında yazan sadece yazları akan ünlü bir sıcak su kaynağına sahip olduğunu bildiren Plinius olmuştur. Bu dört antik kentten Chalkis ve Pordoselene yok olmuşlar, ancak Kydonia ve Nesos, sırasıyla Ayvalık ve Cunda (Alibey) olarak günümüze ulaşmışlardır.
Bugün, eski Kydonia olduğu düşünülen alanda, ciddi bir arkeolojik çalışma olmamasına karşılık halen antik devre ait bol miktarda çanak çömlek parçalarına rastlanmaktadır. Bu parçalar üzerinden yapılan ön çalışmalar, Helenistik (MÖ 330-30) ve Roma (MÖ 30-MS 395) çağlarına ait yerleşim yerleri bulunduğunu işaret etmektedir. Doğu Roma verilerine dayanılarak Roma döneminde en parlak çağını yaşadığı düşünülen şehrin, Bizans döneminde önemini yavaşça kaybettiği, yerleşimin Ayvalık'ta yer alan İlkkurşun Tepesi eteklerine kaydığı düşünülmektedir. Kentin daha sonraki çağlardaki gelişimi bu bölge merkezli olmuştur.
İlkçağda Misya, Hititler, Frigler, Lidya, ortaçağda Roma İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu, 14. yüzyıldan itibaren de Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. 19. ve 20. yüzyılın başlarında en parlak dönemini geçiren kentte yaşayan Rum ahalinin, 1821 yılında Yunan ayaklanmasına katılması sonucu ilçenin büyük bir kısmı boşaltılmış, daha sonra dönmelerine izin verilmekle beraber kent eski canlılığına kavuşamamıştır. Bugün eski dönemlerden fazlaca kalıntıya rastlanmamasına rağmen, yer yer Antik Yunanistan ve Antik Roma çağlarına ait çanak ve çömlek parçacıkları görülmektedir. Ayvalık'ta birçok tarihi yapının yanı sıra ve Rumlardan kalma ev ve kiliseler bulunmaktadır.
          

Osmanlı İmparatorluğu dönemi

Pîrî Reis'in hazırladığı Kitab-ı Bahriye'de yer alan Ayvalık ve Midilli civarının haritası.
Kent dokusu Osmanlı döneminde formunu kazanmıştır. Bugünkü Ayvalık'ın kurulması 1430-1440 yıllarına rastlar. Ayvalık o zamanlar limana hakim bir tepe üzerinde kurulu idi. Doğu Roma İmparatorluğu'nu sıkıştıran Osmanlı İmparatorluğu, Alibey Adası'nda bir deniz üssü kurmuştur. Daha sonraları şehre Rumlar yerleşmeye başlamış ve kısa sürede Türk nüfusu aşmışlardır. Osmanlı kaynaklarında Ayvalık adına ilk kez 1772 yılında yayınlanan bir fermanla rastlanır. Bu fermanın, 1770'de Çeşme önlerinde Rus donanmasıyla yapılan bir savaştan dönerken Ayvalık'a uğrayan, daha sonra sadrazam olan Cezayirli Hasan Paşa tarafından çıkarttıldığı düşünülmektedir. Bölge, 1789'dan itibaren gayrimüslimlerin yaşadığı bir özerk bölge olmuştur. Bu özerklik 1821'deki Yunan ayaklanmasına dek sürmüş, bu ayaklanma sonucunda Ayvalık boşaltılarak 1840'da Karesi Sancağı'na bağlı bir ilçe yapılmıştır. Daha sonra Rumların dönmesine izin verilmesine rağmen, ilçe eski canlılığına kavuşamamıştır. Osmanlı İmparatorluğu yönetiminin Anadolu'da incelemeler yapmak için gönderdiği Vital Guinet tarafından yayımlanan 1891 tarihli istatistiğe göre 21.666 olan kent nüfusunun 21.486'sı Rum, 180'i Türk'tür.
1900-1914 tarihli bir Fransız yıllığında Ayvalık'ın o zamanki sosyo-ekonomik yapısı hakkında şu bilgiler verilmektedir; "30.000 nüfusludur. Postasını Avusturya-Macaristan İmparatorluğu işletmektedir. Zeytinyağı, balmumu, yerli ipek, şarap, sabun dışsatımı yapılır ve şeker, kahve, yün, pamuklu kumaş, ham deri ithal eder. Fransa, Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, İtalya Krallığı'nın kentte konsoloslukları bulunur. Bankalar; Osmanlı Bankası, Atina Bankası, Viyana Kredi Bankası'dır. Aynı zamanda bir akademi, iki oteli bulunan ilçede içinde eczanesi de olan bir genel hastane ve cüzzam hastanesi faaliyet göstermektedir."

Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti dönemi

İlçe I. Dünya Savaşı sonrası İzmir'in işgali ile birlikte 29 Mayıs 1919'da Yunan egemenliğine girmiştir. İşgal sonrası Anadolu'da ilk kurşun 172. Alay Komutanı Yarbay Ali Çetinkaya tarafından atılmıştır. Bu işgal 15 Eylül 1922'ye kadar sürmüştür. 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'nda belirtilen Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi gereğince, Girit, Makedonya ve Midilli Türkleri ilçeye yerleştirilmiştir. Burhaniye'ye bağlı varlık gösteren Ayvalık, 19 Mayıs 1928 tarihinde ilçe olmuştur.

Coğrafya



Şeytan Sofrası'nda gün batımı
Ayvalık, Türkiye'nin Balıkesir ili'nin Ege Bölgesi'nde kalan bir ilçesi olup Midilli adası'nın tam karşısında kurulmuştur. Çam ormanları ve Zeytin bakımından zengin olan ilçe Ege Denizi kıyısında olup Ayvalık Adaları adı verilen takımadalara sahiptir. Ayvalık'ın kuzeydoğusunda Gömeç, güneyinde İzmir ili'ne bağlı Dikili ve Bergama ilçeleri, batısında ise Ege Denizi bulunur.
Ayvalık'ın karşısında ise Yunanistan Cumhuriyeti'nin, Kuzey Ege Adaları coğrafi bölgesinin Midilli iline bağlı olan ve hem Midilli ilinin hem de Kuzey Ege Adaları coğrafi bölgesinin yönetim merkezi olan Midilli şehri çıplak gözle görülebilecek yakınlıktadır.
Ayvalık, bir adalar topluluğudur. Kaşık, Poyraz, Kamış, Büyükkuruada ve Güvercinada bunlardan bazılarıdır.
Ayvalık ilçesinde dağlar denize dik uzandığından kıyılar girintili çıkıntılıdır. Bu kıyılar boyunca burunlar ve koylar meydana gelmiştir. İlçenin Ege Denizi'ne olan kıyıları 34 km'dir.

İklim

İlçede Akdeniz iklimi hüküm sürer. Ege Bölgesi'nde yer alması nedeniyle kışları ılık ve yağışlı, yazları sıcak ve kuraktır. Devamlı hafif rüzgarlı günler mevcuttur. Yaz sıcaklığı ortalama 24-34 °C'dir. Kışlar ise ılıktır. Özellikle yazları tüm çevre kavurucu sıcaklıkta iken Ayvalık'ta batıdan esen ve genellikle öğleleri başlayan imbat ilçeyi serinletir. Bazı yazlar da "meltem" rüzgarları eser. Kazdağı yönünden gelen esintinin haftalarca sürdüğü de olur.

Adalar


Ana madde: Ayvalık Adaları


                                                Alibey Adasından bir sokak karesi
Ayvalık ilçesine bağlı irili ufaklı 22 kadar ada vardır. Bu adaların en büyüğü Alibey Adası ya da diğer ismi ile Cunda Adası olup 1964 yılında bir köprü ile Lale Adası'na oradan da ilçe merkezine bağlanmıştır.[23] Bu köprülerden biri aynı zamanda Türkiye'nin ilk boğaz köprüsü olma özelliğini taşır. Alibey Adası dışındaki tüm Ayvalık Adaları 1995 yılında milli park ilan edilmiş ve yerleşim yasaklanmıştır. Adalar içinde tarihi ve turistik öneme sahip olan bir diğeri de Tımarhane Adası'dır. Bu adaya Türkler eski zamanlarda Taşlı Manastır olarak da adlandırmışlardır. Bu ada özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ayvalık'ta yaşayan Rumların içkiyi fazla kaçırması üzerine sert esen rüzgarı ile akıllarını başlarına toplamaları için gönderildikleri bir mekân olduğundan bu ismi almıştır.


 Alıntı İnt.Vikipedi, özgür ansiklopedi. Fotoğraflar: Nedim Kibar (Ay ve Günbatımı )




                                                                                             















                                                                                                                                                                   

                                                              Fotoğraflar:Nedim Kibar




FOTOĞRAF SIĞACIK-SEFERİHİSAR-İZMİR


 SIĞACIK

  Seferihisar'ın 5 km batısında Sığacık körfezinde kuruludur.Tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra doğal bir liman konumundadır. 12 İon şehrindan biri olan Teos'a ev sahipliği yapan Sığacığın ismi 1521-1522 yıllarında kentin sığınak olarak kullanıldığı zamanlardan kalmadır. İon uygarlığına başkentlik yapan kent, bir dönem Efes ile yarışmıştır.
  Seferihisar'ın batısında boylu boyunca mandalın bahçeleriyle çevrilmiş olan Sığacık ile merkez arasında tek engebe Taşdibi denilen tepedir. Sığacığın girişinde bizi masmavi denizi ile birlikte, Kanuni Sultan Süleyman zamanından kalma kalesi, birçok denizciye kucak açmış limanı ile iç içe girmiş lüks balık restaurantları, huzuru doyasıya yaşayacağımız ortamı ve büyük önder Atatürk'ün büstünün içinde bulunduğu meydanı karşılar.
Sığacık, eşsiz deniziyle yıllarca Ege'nin en lezzetli balıklarına,en usta balıkçılarına kucak açmış bir tatil yöresidir.Yat  limanının yanı sıra pek çok deniz sporlarının (sörf) yapılabildiği en uygun koylarımızdandır. Akkum plajları, mütevazı tesisleri ile gün boyu faydalanabileceğiniz geniş bir koyda ziyaretçilerini ağırlar.                    
SIĞACIK KALESİ                                                
  Tarihin, doğanın ve teknolojinin yıpratmakta aciz kaldığı kalenin geçmişi Selçuklular dönemine kadar uzanır. Şiddetli yer sarsıntılarıyla harap olunca önce Aydın oğulları daha sonra Osmanlılar tarafından tamir görmüştür. Ege denizindeki önemli stratejik konumunun Kaptan-ı Derya Piri Reis tarafından fark edilmesiyle Kanuni Sultan Süleyman tarafından Palak Mustafa Paşaya Teos harabelerinden getirilen taşlar kullanılarak yaptırılmıştır. Şimdiki hali 1521-1522 yıllarından kalmadır. Önceleri "Sığla" olarak anılan kale savunma amacından çok deniz üssü olarak değerlendirilmiştir. Kalenin Kuşadası , Ayasılık ve Seferihisar adında üç ayrı kapısı vardır. Deniz üssünde; Bir dış kale bir de koğuş tabir edilen askerlerin günlük hayatını ve eğitimini geçirdiği iç kale ile bu iç kalenin denize bakan kısmında iki burç ve iki kapı bulunmaktadır. Kale duvarları üzerinde bazı evlerin ikinci katı yükselirken duvar aralarında bazı ev duvarları ve pencereleri ile Teos'tan gelen taşlar görülmektedir. Burçların kuzeye bakan avlu duvarlarında 1.20'ye 50cm. ebadında 3m aralıklı mazgallar bulunmakta ancak şu anda bazıları kapatılmış durumdadır.
  Kale içindeki evler bitişik düzende olup, bazıları tek bazıları iki katlıdır.Evlerin çoğunluğu kerpiçtendir, büyük bölümünün içinde iç avlu bulunmaktadır, iki katlı evlerde cumbalar ve tahta panjurlar bulunmaktadır. Evlerin içindeki merdivenler ve kapılar tamamen ahşaptır. Kalenin kuzey tarafında Barbaros Halil Paşa kemerinin üst bölümü yıkılmış durumdadır

























                                                           Fotoğraflar:Nedim Kibar